Blog İdea

Geleceği Şekillendiren Fikirler: İdea Koleji Blog Yazıları

Öğrenmede Hayal Gücü ve Bilgi

Öğrenmede Hayal Gücü ve Bilgi 1 İdea Koleji

Hayal gücüyle öğrenmek bilgi aktarımı kadar önemlidir? Neden hem öğretmenler hem de öğrenciler öğrenmede hayal gücünü kullanmalıdır? Klasik öğrenme arayışında hayal gücü ve bilgi birbirini nasıl destekler?

İmgelem, yani hayal gücü, “duyulara sunulmayan dış nesnelerle ilgili yeni fikirler veya kavramlar oluşturma yeteneği veya eylemi” olarak tanımlanır. Bilgi, yani aktarılan bilgi ise gerçeklerle ilgilidir, deneyim veya eğitim yoluyla edindiğimiz becerileri, bir konunun teorik veya pratik olarak anlaşılmasını kapsar. Bu iki farklı yaklaşım öğrenmede birbirini tamamlar.

Hayal Gücümüz Değişir

Bilgimiz arttıkça hayal gücümüz de büyür. Bilgi, bizi yeni bilgi aramaya teşvik eden hayal gücünü besler. Zaten eğitimde yaptığımız şey de keşif ve öğrenme döngüsüdür. Örneğin, hayal gücü kuvvetli bir öğrenci, risk almakta, liderlikte ve sadece doğru cevaplardan ziyade görüşlerini belirtmekte özgür olacaktır. Aynı şekilde, hayal gücü kuvvetli bir öğretmen de risk alabilir, lider olabilir ve öğrencilerinin değişen ihtiyaçlarına uyum sağlayabilir.

Çocuklarımızın yüzlerindeki yaratıcılığı ve ışıltıyı rahatlıkla görebilir, keşke böyle özgür bir hayal gücüm olsaydı dersiniz. Öğrencilerin nasıl düşündükleri ve akıllarının nerelere erişmesine izin verdiklerini izlemek şaşırtıcıdır.

Öğrenmede Hayal Gücü ve Bilgi 2 İdea Koleji

Hayal gücümüz gerçek dünya ve yaşam ya da “yetişkinlik” dönemine geçmeden önce daha fazla sahip olduğumuz bir şeydi. Çocukken faturalar, iş, sorumluluk gibi endişelerimiz yoktu. Artıları ve eksileri tartmak zorunda kalmadan ne istediğimizi hayal etmekte özgürdük.

Hayal Gücümüzü Nasıl Geri Getiririz?

Hayal gücümüz ölmedi. Hayal gücü bazen yaratıcılıkla karıştırılabilir, ancak bunlar farklı şeylerdir. Hayal gücü, herhangi bir zamanda gerçek olmayan veya çevremizde gerçekleşmeyen şeyleri düşünme biçimimizdir; yaratıcılık ise hayal gücümüzle anlamlı bir şeyler yapmamızı sağlar.

Aslında bilgi çağından hayal gücünün egemen olduğu bir çağa geçmekte olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu gerçek günümüzde öğrencilerin daha önce hiç olmadığı kadar kendilerinden önceki kuşaklardan farklı olduklarını açıklamaktadır.

Hayal gücü ölmedi; süper güçlere sahip olmak kadar mistik veya yaratıcı bir şekilde yeniden ortaya çıkıyor.

Hayal gücü çağı, sanal gerçeklik gibi teknolojik eğilimler ve YouTube gibi dijital platformların yükselişi tarafından yönlendiriliyor ve bunların tümü kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ve yaratıcılığa olan talebi artırıyor. Birçok monoton ve rutin işi ortadan kaldıran teknolojiler sayesinde daha yüksek hayal gücü gerektiren, yaratıcı işlere zaman tanıyor. Bu nedenle hayal gücü, sınıflarımızda yeniden tasarlanmaya ve yeniden düşünülmeye başlanmalıdır.

Hayal gücü çağında, yaşamak istediğimiz geleceği toplu olarak hayal edebilir ve yaratabiliriz. Bahsettiğimiz şey karşılaştığımız zorluklar hakkında kendimizi daha iyi hissettirmek için ütopik vizyonlar üretmekle ilgili değildir, hayatlarımızı değiştirebilecek fikirleri prototiplemek ve test etmek için eşsiz bir fırsattır.

Günümüzde veri toplama, veri işleme ve fiziksel çalışma gerektiren işler büyük oranda otomatikleştirilmektedir. Buna karşılık, otomatikleştirilmesi en zor faaliyetler, karar verme, planlama, insan etkileşimi, hayal gücü veya yaratıcı çalışma konularında karmaşık uzmanlık gerektiren faaliyetlerdir. Konu yenilikçi olmak, entelektüel, yaratıcı ve yaratıcı sınırları zorlamak olduğunda insanlar makineleri açık ara geçmeye devam ediyor.

Öğrenmede Hayal Gücü ve Bilgi 3 İdea Koleji

Hayal Gücünün Ekonomik Değerini Anlamak

Geleneksel eğitimin trajedilerinden biri endüstriyel çağ için tasarlanmış olmasıdır. Ama artık sadece bilgi çağında yaşamıyoruz, çoktan hayal gücü ve yaratıcılık çağına geçtik bile. Çoğu geleneksel okul, dünyamızdaki üstel büyümenin etkilerine ayak uyduramadı. Notlara veya içerik bilgisine vurgu yapmak yerine, 21. yüzyılda hayatta kalma becerilerine vurgu yapmaya başlamalıyız. Bu, hayal gücü ve yaratıcılığın artan ekonomik değerine ayak uydurmayı anlamak demektir.

Popüler inanışın aksine, hayal gücü ve yaratıcılık tamamen sezgisel/doğuştan değildir ve sadece sanat gibi yaratıcı işlerde çalışanlar için kritik değildir. Diğer beceriler gibi, hayal gücü ve yaratıcılık da geliştirilebilir ve mesleki geçmişleri ne olursa olsun bireylerin başarısı için kritik öneme sahiptir. Girişimciler, bilim adamları, yazarlar, kurumsal liderler ve yenilikçi girişimcilerin tümü gelişmiş yaratıcılık ve hayal gücüne ihtiyaç duyar.

Öğrencilere müfredatlar arası bağlantılar kurmanın ve sorunları farklı açılardan ve bağlamlardan görmenin öğretildiği çok yönlü düşünmeye daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Öğrencileri pasif bilgi tüketicileri olmaya değil, aktif uygulayıcılar olarak yaratıcı süreçlerde yer almaya, edindikleri bilgileri aktif olarak problem çözmek için kullanmaya teşvik etmeliyiz. Hayal gücüne katkıda bulunabilecek diğer etkinlikler için fırsatlar sunmalıyız. Bu fırsatlar kendini ifade etme, yaratıcı yazarlık, ilham verici ama lirik olmayan müzik dinleme, yaratıcı filmler veya kitaplarla ilgili söyleşiler olabilir.

“Hayal gücü bilgiden daha önemlidir”

Albert Einstein

Öğrencilerimiz hayal gücünün öne çıktığı bu yaratıcılık çağında sıranın önüne geçerek geleceği şekillendirebilirler. Yaratıcılık çağının ortaya çıkmasından elde edilecek şey ekonomik faydadan çok daha fazlasıdır. Geleceği şekillendirmeye başlamadan önce, nasıl bir gelecekte yaşamak istediğimize karar vermemiz gerekiyor.

Öğrenmede Hayal Gücü ve Bilgi 4 İdea Koleji

Hayal gücünün önemli olduğu yer burasıdır. Gelecek beklediğimiz bir şey değil, daha ziyade yarattığınız bir şeydir. Sosyal bir tür olarak radikal ve heyecan verici gelecekler tasavvur etme yeteneğimiz insanlığın ilerlemesi için temeldir. Albert Einstein, “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir” bunu kastediyor olsa gerek!

Birçok yönden, zaten hayallerimizde yaşıyoruz, her icat, bir zamanlar sadece bir fikir olarak vardı, birinin zihninde hayal edildi. Çevremizde tasarladığımız ve inşa ettiğimiz dünya, hayal gücümüzün bir sonucudur. Geleceğin işleri farklı türde bir eğitim gerektirecek işlerdir ve buna dikkat etmemiz gerekir. Eğitimciler, kendileri için rahat olanın dışına çıkmak ve dünyanın değişmekte olduğu fikrini benimsemek zorundadır.