Gözlemin ve Hayal Gücünün Yön Verdiği İlk Modeller
Mitlerin toplumsal ve zihinsel işlevleri yerleşip düzen sağladıktan sonra, insan toplulukları çevresel olgulara yalnızca sembolik anlam atfetmekle yetinmedi. Belirli düzenlerin tekrarlandığını fark ettikçe, bu düzenleri kaydetme ihtiyacı ortaya çıktı. Bu ihtiyaç, mitolojinin içsel yapısını değiştiren ilk kırılma noktasıdır. Çünkü düzen fark edildiğinde hayal gücü yön belirlemeyi sürdürür; ancak artık bu hayal gücünün karşısında tekrar eden bir veri dizisi vardır.
Erken gözlem pratiği henüz bilim değildir. Gözlemler sistematik görünür ama onları bir modele dönüştüren şey yine insanların hayal gücüdür. Ay döngüsünün kaydı, yıldız kümelerinin mevsimlerle eşleşmesi, güneşin yıl boyunca değişen konumları insanların aklında yalnızca “düzen” izlenimi bırakmadı; aynı zamanda “bu düzenin arkasında işleyen bir tasarım” düşüncesini güçlendirdi. Bu tasarımın nasıl olduğu ise her kültürde farklı modellendi. Böylece mit bir açıklama biçimi olmaktan çıkıp, bir sınıflandırma aracına dönüştü.
Mezopotamya astronomları yıldız hareketlerini kaydederken, bu hareketlerin ardında kozmik varlıkların düzenleyici işlevleri olduğuna inanıyordu. Gözlem ve mit karşıt değil, aynı metnin iki satırıydı. Burada hayal gücü, veriyi yorumlamayı mümkün kılan çerçeveyi çizdi. Veri, o çerçevenin içine işlendi. Bu nedenle erken bilimsel tablolar tamamen mitolojik çerçevede anlam kazandı.

Mısır takvimi Sirius’un doğuşuyla Nil’in taşkını arasında kurulan ilişkiye dayanıyordu. Bu ilişki, yalnızca gözlemle değil, gözlemin yorumuyla önem kazandı. “Düzen tekrar ediyorsa, düzenin nedeni vardır” anlayışı yaygınlaştı. Bu nedenle ilk bilimsel hesaplar mitolojik düşünceye hizmet eden araçlardı. Hesaplama kutsal düzenin okunabilir formuydu. Erken bilimsel düşünce bu dönemde bağımsızlaşmadı; mitin işleyiş verimliliğini artıracak bir teknik araç olarak ortaya çıktı.
Anadolu ve Doğu Akdeniz’de geometrik ölçüm sistemleri geliştiğinde, insanlar bu ölçümlerin evrenin yapısını yansıttığını düşünmeye başladı. Kutsal alanların belirli yönlere hizalanması yalnızca mimarlık kararı değildi; mitolojik evrenin geometrik temsiliydi. Böylece hayal gücü ve ölçüm alışılmadık bir şekilde birleşti. Ölçüm, kurguya dayalı bir evren modelinin fiziksel izdüşümü haline geldi.
Antik Yunan’da ilk doğa filozofları ortaya çıktığında, mitlerin işlevi bir anda ortadan kalkmadı. Bu düşünürler mitolojik bir evrenden soyutlamalar yoluyla kopmaya çalıştı; ancak kopuş mutlak değildir. Thales’in “her şeyin su olduğu” veya Anaksimandros’un “apeiron” kavramı gibi ilk modeller, mitolojik düzen fikrinin soyut biçimleridir. Burada hayal gücü yine bilgiden önce gelir; fark şudur: bilgi artık bu hayal gücünü kontrol edebilir hale gelmeye başlamıştır.
Pythagorasçı sayı anlayışı da mitolojik düzen kavramının soyut bir türevidir. Sayılar evrenin yapısını belirleyen temel unsurlar olarak görülmüştür. Bu yaklaşım mitolojik düşünceden kopuk değildir; tam tersine mitolojik düzenin matematiksel forma dönüştürülmesidir. Düzen fikri mitolojiden alınmış, ancak gözlemle tutarlı hale getirilmiştir.
Çin astrolojisi ve astronomisi gibi sistemlerde mitik düşünce ve gözlem eş zamanlı ilerlemiştir. Gözlemler yönetim düzenini belirleyen bir araçtı; ancak bu gözlemler hem kehanet hem de hesaplama amacıyla kullanıldığından, mitoloji ve erken bilim iç içe gelişmiştir.

Tüm bu kültürel örneklerde görülen ortak örüntü şudur:
Erken bilimsel bilgi, mitolojik yapıyı ortadan kaldırmamıştır.
Mitler, yeni veriyi işleyebilmek için genişlemiş ve yeniden düzenlenmiştir.
Bu süreçte bilgi üretimi, hayal gücünün açtığı alanın içinde gerçekleşmiştir.
Kısacası:
İlk bilimsel modeller hayal gücünün rakibi değildi.
Hayal gücü, modellerin kurulabileceği tek zemin olduğu için üstün konumdaydı.
İnsanların bilgi üretme çabası, hayal gücünün kurduğu iskeletin üzerine yerleşti.
Bu, sonraki bölümde işleyeceğimiz daha sistematik dönüşümün başlangıcıdır:
Mitolojiden bağımsız düşünülen ilk kozmolojik modellerin ortaya çıkışı.
Orada artık hayal gücü merkezde durmaya devam eder; ancak bilgi, ilk kez kendi kurallarını koymaya başlar.



