Üniversiteyi bırakan öğrenci sayısı birçok şehrimizin nüfusundan daha fazla.
Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun raporu acı bir gerçeği ortaya koydu. 2021 ve 2022’de 728 bini aşkın öğrenci üniversiteyi bıraktı. En fazla üniversitenin bırakıldığı yerler büyük şehirler oldu.
Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun (YÖKAK) Gösterge Değerleri Raporu’na göre 2021 ve 2022’de 728 bini aşkın öğrenci üniversiteyi bıraktı. En çok terk etme büyük şehirlerde oldu. 2021’de 338 bin 926, 2022’de 389 bin 564 öğrenci üniversiteleri terk etti. Raporda en dikkat çekici bölümlerden biri üniversite terkinin en çok büyük şehirlerde yoğunlaşması oldu.
Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerdeki üniversitelerden öğrenciler adeta kaçtı. Sadece İstanbul Üniversitesi’ni bırakan öğrenci sayısı son iki yılda 23 bine yaklaştı.
Geçen yıl en çok üniversite terki ise Ege Üniversitesi’nde yaşandı. Ege Üniversitesi’ni terk eden öğrenci sayısı 12 bin 121 oldu.
Ege Üniversitesi: 12 bin 121 Uludağ Üniversitesi: 11 bin 556 Kocaeli Üniversitesi: 10 bin 902 İstanbul Üniversitesi: 10 bin 573 Ankara Üniversitesi: 10 bin 175 Karabük Üniversitesi: 10 bin 120 Süleyman Demirel Üniversitesi: 8 bin 464 Dumlupınar Üniversitesi: 8 bin 379 Akdeniz Üniversitesi: 7 bin 870 Dokuz Eylül Üniversitesi: 7 bin 62
Bu üniversiteler dışında da Marmara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde de üniversite terk eden öğrenci sayısı 5 bini aştı.
Bu durum üzerinde pandemi süreci ve ekonomik nedenlerin etkili olduğunu düşünebiliriz. Ancak en önemli sorunların başında bizce doğru bölüm tercihlerinin olmaması olduğunu düşünüyoruz. Ne istediğini tam olarak bilmeyen, kendine uygun olup olmadığını düşünmeden ilgi alanları dışında tercih yapan öğrencilerin vazgeçişi olarak düşünüyoruz.
Bu da bize orta öğretim sürecindeki öğrencelere doğru meslek tanıtımlarının yapılmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu durum sadece bir üniversite diploması almak değil de ilgi alanlarına göre şekillendirilmiş bir kariyer planlamasının gerekliliğini ortaya koyuyor.
Birçok meslek sahibine “mesleğinizden memnun musunuz? “ diye sorulduğunda mesleklerine yönelik olmusuz cevaplar alındığını görebilirsiniz. Bu durum aslında o mesleğin iyi veya kötü olmasından değil kişinin ilgi alanlarıyla örtüşmemesinden kaynaklanıyor.
Bize düşen, geleceğimiz olan çocuklarımıza daha mutlu bir hayatın kapılarını açacak bir kendini tanıma sürecine sokmamızdır.
Cengiz Demirtaş