Blog İdea

Geleceği Şekillendiren Fikirler: İdea Koleji Blog Yazıları

Çanakkale Savaşları, I. Dünya Savaşı’nın önemli bir parçası olup, savaşın seyrini ve Osmanlı Devleti’nin durumunu belirleyen kritik çatışmalardan biridir.

Gelibolu’daki bu çarpışmalar, Türkler için savunma savaşı olarak başlarken, İtilaf Devletleri için İstanbul’a ilerleme ve kesin zafer elde etme amacıyla taarruz savaşıydı. Aynı zamanda Çanakkale, Türkler için bir ihtiyat cephesiydi ve başlangıçta aktif bir cephe olarak planlanmamıştı. Ancak İtilaf Devletleri’nin Boğaz’a saldırmasıyla zorunlu olarak açılmıştır. Cephede yaşanan kayıpların yüzbinlerle ifade edilmesi, bu çatışmanın dikkate değer bir özelliğidir.

Çanakkale Savaşları’nın etkileri incelendiğinde, öneminin daha iyi anlaşıldığı görülür. Boğazın geçilememesi, I. Dünya Savaşı’nı birkaç yıl uzatmıştır ve Türklerin direnişi, Osmanlı Devleti’nin savaş dışında kalmasını ve dolayısıyla parçalanmasını birkaç yıl geciktirmiştir. Ayrıca, elde edilen başarı, Türk milletinin direnç gücünü artırmış, milli bilinci geliştirmiş ve sonrasında gerçekleşen Milli Mücadele’nin motivasyon ve moral kaynaklarından biri olmuştur. Bu savaşların önemli bir özelliği de, müstakbel Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’i ortaya çıkarmasıdır.

Ondört ay ve bir hafta süren Çanakkale deniz ve kara savaşlarının önemli tarihlerini ve gelişmelerini kronolojik olarak şu şekilde sıralamak mümkündür:

3 Kasım 1914 – İngilizlerin Ertuğrul ve Seddülbahir’i, Fransızların Kumkale ve Orhaniye tabyalarını bombardıman etmeleriyle, Çanakkale Savaşları başladı. Türk tarafından verilen ilk kayıplar da bu döneme denk gelir.

9 Kasım 1914 – İtilaf Devletleri’nin deniz hücumları başlaması üzerine, Türkler Çanakkale Boğazı’na mayın dökmeye başladı.

13 Kasım 1914 – İngiliz ve Fransız gemileri Çanakkale Boğazı’ndaki Türk tabyalarını bombaladı, bir cephanelik patladı ve Türk tarafı kayıplar verdi.

17 Kasım 1914 – Mayın mania ağlarının döşenmesi hızlandırıldı.

25 Kasım 1914 – İngiltere Deniz Bakanı Churchill’in Çanakkale’ye çıkarma önerisi reddedildi.

28 Kasım 1914 – İngiltere Deniz Bakanı Churchill, Çanakkale Boğazı’na denizden hücum önerisini onayladı.

13 Aralık 1914 – İngiliz denizaltısı Mesudiye Zırhlısı’nı batırdı.

17 Aralık 1914 – Çanakkale Boğazı’na yeni mayın hatları döşendi.

28 Aralık 1914 – İngiliz Savaş Konseyi, Türkiye’ye karşı harekât yapılması önerisini tartıştı.

29-30 Aralık 1914 – Yeni mayın hattı döşendi.

31 Aralık 1914 – İngiliz Savaş Konseyi raporu, Boğazlara harekât yapılması gerektiğini belirtti.

3 Ocak 1915 – İngiltere Deniz Bakanı Churchill, Çanakkale’nin zorlanıp zorlanamayacağını sordu.

5 Ocak 1915 – Amiral Carden, Çanakkale’nin ancak planlı bir saldırıyla geçilebileceğini ifade etti.

ChatGPT

6 Ocak 1915 – Churchill, Amiral Carden’e Çanakkale Boğazı’nı geçmek için gereken harekâtın detaylı bir planını istedi.

10 Ocak 1915 – Churchill’in talebinin ardından Amiral Carden’den gelen cevapta, Çanakkale’nin coğrafi özellikleri ve Türk savunma birliklerinin yerleşimleri hakkında bilgi verildi. Ayrıca, Türk savunmasının güçlendirildiği belirtildi.

11 Ocak 1915 – Amiral Carden, Londra’daki Savaş Konseyi’ne detaylı bilgiler içeren bir rapor sundu. Plana göre, harekât için büyük bir kuvvet gerekiyordu.

12 Ocak 1915 – Londra’dan Amiral Carden’e, Boğazı geçmek için gerekli kuvvetler hakkında ilk bilgiler ulaştırıldı.

13 Ocak 1915 – Amiral Carden’ın hazırladığı Çanakkale Boğazı’nı geçme planı, uzun tartışmaların ardından Londra’daki Savaş Konseyi tarafından onaylandı.

15 Ocak 1915 – Fransız denizaltısı Saphir, Çanakkale Boğazı girişine ulaştıktan sonra bir torpile çarparak batırıldı.

18 Ocak 1915 – İngiltere, harekât planını Fransa’ya sundu ve desteklerini istedi. Aynı gün, Türk tarafında önemli bir atama yapıldı ve Mustafa Kemal Bey, 19. Tümen Komutanlığı’na atandı.

19 Ocak 1915 – İngiliz Savaş Konseyi’nin harekât planı, Fransa ve Rusya’ya bildirildi. Rusya, harekâta destek vermeyeceğini belirtti.

20 Ocak 1915 – Mustafa Kemal Bey’in 19. Tümen Kumandanlığı’na atanması resmileşti.

21 Ocak 1915 – Londra’daki Savaş Konseyi’nin Çanakkale harekâtı kararı, İngiliz Genelkurmayı’na iletildi.

25 Ocak 1915 – Boğazlara karşı yapılacak harekâtın ayrıntılarıyla ilgili İngiliz liderler bir toplantı yaparak planı tartıştılar. Ancak deniz ve kara unsurları arasındaki koordinasyon konusunda çekişmeler yaşandı.

26 Ocak 1915 – Rusya, Çanakkale harekâtını desteklemeyeceğini belirterek İngiltere’nin planına tepki gösterdi.

28 Ocak 1915 – İngiliz Savaş Konseyi, Çanakkale Boğazı’na sadece deniz gücüyle saldırma kararını aldı, Fischer’in muhalefetine rağmen planı onayladı.

31 Ocak 1915 – Fransa, İngiltere’nin çağrısına olumlu yanıt vererek Çanakkale harekâtına katılacağını bildirdi.

1 Şubat 1915 – Mustafa Kemal Bey, Tekirdağ’a gelerek 19. Tümen Komutanlığı görevine başladı.

2 Şubat 1915 – İngiltere ve Fransa, Çanakkale deniz harekâtının 19 Şubat’ta başlatılması konusunda anlaştılar.

7 Şubat 1915 – İngiliz ve Fransız donanmaları, Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda konuşlanarak, Çanakkale harekâtının merkez üssü haline getirdiler ve son hazırlıklarını tamamladılar. Bu arada, Boğaz önünde bulunan gemiler, Dardanelles’in dış istihkamlarını bombalamaya devam ettiler.

11 Şubat 1915 – İngiliz bir torpidobotu, Saros Körfezi’ne bir keşif yapmak için gelip geri döndü. Bu, Saros Körfezi’ne ulaşan ilk düşman savaş gemisiydi.

13 Şubat 1915 – İtilaf donanması, Çanakkale Boğazı’ndan geçip Marmara’ya ulaşma projesi kapsamında hazırlıklarını sürdürdü. İngilizlere göre, kuvvetleri Türklerden çok daha güçlüydü ve kıyı savunmasını yok etmek için gerektiğinde küçük savaş gemileri fedakarlık edilecekti.

16 Şubat 1915 – İngiliz Savaş Konseyi, bölgedeki tartışmaların artması üzerine acil bir toplantı düzenledi. Toplantı sonunda, 29. Tümen’in Limni’ye gönderilmesi kararı alındı.

17 Şubat 1915 – İngiltere’nin Arc Royal ana uçak gemisi ve birçok uçağıyla birlikte harekât bölgesine gelmesiyle, İtilaf güçleri hava üstünlüğü elde etti. Toplamda 42 uçağıyla, Müttefikler hava desteği sağladı.

18 Şubat 1915 – Çanakkale Boğazı’na yönelik harekâtın son planları gözden geçirildi.

19 Şubat 1915 – Amiral Carden komutasındaki İtilaf filosu, Boğazlara ikinci genel saldırıyı gerçekleştirdi. Ancak Türk savunması etkili oldu ve İngiliz gemileri bazı hasarlar aldı. Bu çarpışmalarda, Alman Albay Woermann da hayatını kaybetti.

20-24 Şubat 1915 – Fırtına nedeniyle İtilaf donanması harekâta ara verdi ve beklemeye geçti.

21 Şubat 1915 – Queen Elizabeth, Inflexible ve Prince George gibi İngiliz gemileri, Namazgâh ve Asya yakasındaki tabyaları bombardımana tuttu. Bu saldırılar sonucunda ciddi hasarlar meydana geldi.

25 Şubat 1915 – İtilaf güçleri, Boğaz girişindeki Türk tabyalarını bombardımana tuttu. Amaçları, tahrip edilemeyen tabyaları etkisiz hale getirmekti.

26 Şubat 1915 – İngiliz zırhlıları, Seddülbahir, Ertuğrul, Kumkale ve Orhaniye tabyalarını bombardımana tuttu. Ancak Türk topçu ateşi karşısında geri çekilmek zorunda kaldılar.

26-27 Şubat 1915 – İtilaf Devletleri’ne ait bazı gemiler, Boğaza girerek merkez tabyalarını ateş altına aldılar, ancak büyük bir Türk direnişiyle karşılaştılar.

27 Şubat 1915 – Mayın gemilerinin çalışmaları sonucunda Boğazda birçok mayın hattı oluşturuldu.

28 Şubat 1915 – İngiliz-Fransız ortak donanması, Seddülbahir, Ertuğrul, Kumkale ve Orhaniye tabyalarını bombardımana tutarak ciddi hasarlar verdi.

1 Mart 1915 – İtilaf Devletleri donanmasının bir kısmı Boğaz girişini bombardıman ederken, diğer bir kısmı Saros Körfezi’nde keşif yapmaktaydı. Boğaz girişini bombardıman ederken, Seddülbahir ve Kumkale gerileri de hedef alındı. Bu sırada, bu bölgelere çıkarma yapma girişiminde bulunuldu, ancak başarılı olunamadı. Aynı gün, Avustralya ve Yeni Zelanda birliklerinin komutanı General Sir William Birdwood, Boğaz bölgesine gelmişti.

2 Mart 1915 – İtilaf donanması, Türk bataryalarını susturmak için bir dizi gemiyle bombardımana başladı. Şiddetli Türk mukavemetiyle Cornwallis zırhlısı yaralandı ve savaştan çekilmek zorunda kaldı. Bununla birlikte, Amiral Carden, hava koşulları elverişli olduğunda Boğaz geçişinin ardından Marmara’yı 12 saatte geçip İstanbul’u iki hafta içinde alacaklarını bildirdi.

3 Mart 1915 – Bazı İtilaf zırhlıları, Bolayır ve Yıldız Tabya taraflarıyla Seddülbahir, Kumkale ve Kirte’yi bombardıman ettiler. Türk tarafında az miktarda hasar meydana geldi.

3-4 Mart 1915 – İtilaf donanması, Çanakkale Boğazı girişindeki Osmanlı topçu bataryalarını gece boyunca ara ara bombardımana tuttu.

4 Mart 1915 – İtilaf donanması, Seddülbahir, Yenişehir, Orhaniye ve Kumkale’yi yeniden bombardımana tutarak karaya asker çıkardı. Ancak Türk askerleriyle çetin muharebeler yaşandı ve İngilizler bazı kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldılar. Ayrıca, bir Müttefik uçağı Kumkale civarında bombardımanın etkilerini incelemek üzere alçak keşif uçuşu yaptı, ancak Türk topçu ateşiyle vurularak denize düştü.

5 Mart 1915 – İtilaf donanması, Queen Elizabeth, Agamemnon, Irresistible, Vengeance, Cornewallis, Albion, Majestic ve Triumph gemileriyle Seddülbahir ve Kilidülbahir’e saldırdı. Ancak Türk topçularının etkili ateşiyle püskürtüldüler ve geri çekilmek zorunda kaldılar. Aynı gün bir Müttefik uçağı da Saros Körfezi üzerinde vurularak denize düşürüldü.

5-6 Mart 1915 – İngiliz Queen Elizabeth savaş gemisi, Ege Denizi’nden Çanakkale’deki iç tabyaları aşırtma atışlarla bombaladı.

6 Mart 1915 – İtilaf donanması, Kilidülbahir ve Seddülbahir tabyalarını bombardıman etti.

7 Mart 1915 – Birkaç İtilaf gemisi, Kilidülbahir tabyalarını bombardımana devam etti.

7-8 Mart 1915 – Türk donanmasının Nusrat mayın gemisi, Boğazın girişine gizlice mayın döşedi.

8 Mart 1915 – İtilaf donanması, Bolayır’dan bir taraftan, diğer taraftan da Seddülbahir, Kumkale ve Kilidülbahir tabyalarını bombardıman etti.

9 Mart 1915 – İngiliz Deniz Bakanı Sir Winston Churchill, Boğaz geçişinin zorlanması konusunda Amiral Carden’i baskı altına aldı.

10 Mart 1915 – İngiliz Savaş Konseyi, kara ve deniz kuvvetlerinin ortak bir harekât düzenlemesi kararı aldı.

11 Mart 1915 – İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchner, General Sir Ian Hamilton’u Çanakkale bölgesine çıkarma yapacak kuvvetlerin komutanlığına atadı.

12 Mart 1915 – Lord Kitchner, General Sir Ian Hamilton’a yeni görevini bildirdi.

13 Mart 1915 – İtilaf donanması, Seddülbahir ve Kumkale’yi bombardıman etti. Ayrıca Saros Körfezi’ndeki bir İtilaf kruvazörü de Merkez tabyayı bombardımana tuttu. Aynı gün bir Türk uçağı keşifler yapmak için gönderildi.

13-14 Mart 1915 – İtilaf donanması, Boğazdaki Osmanlı mayınlarını temizlemek üzere bölgeye girdi, ancak Türk topçu ateşi nedeniyle geri çekildi.

14 Mart 1915 – Fransa, Rusya’nın taleplerini kabul edebileceğini bildiren bir yazı gönderdi. Aynı gün Cornwallis savaş gemisi Seddülbahir ve Kumkale’ye bombardıman düzenledi. Saros Körfezi’nde bulunan iki İtilaf kruvazörü ise Türk sahte bir bataryayı hedef aldı.

15 Mart 1915 – İtilaf donanması, Anadolu yakasındaki Kumkale’yi bombardıman etti.

15-16 Mart 1915 – Müttefik uçaklarının yaptığı hava keşifleri sonucunda Boğazda mayın kalmadığına dair raporlar verildi.

16 Mart 1915 – Amiral Carden istifa etti ve yerine Amiral de Robeck geçti. Ayrıca, 18 Mart’ta yapılacak olan genel saldırı için hazırlıklar yapıldı.

18 Mart 1915 – Amiral de Robeck ve Komodor Roger Keyes’in liderliğindeki İtilaf Devletleri’nin müşterek donanması, Çanakkale Boğazı’nı zorlamak için harekete geçti. Donanma, İlyas Dağı mevkii önünde demirli oldukları bölgeden sabah 06.00’da ilerlemeye başladı.

En önde Triumph gemisi bulunuyordu ve diğer gemiler stratejik bir şekilde sıralanmıştı. Fransız zırhlıları da üç mil öteden ateş desteği sağlıyordu. Donanma, saat 10.20’de Boğazın girişine ulaştı ve saat 10.40’ta saldırı başladı. İtilaf gemileri yoğun ateş altında kalmış olsa da Osmanlı topçuları büyük bir direnç gösterdi.

Saat 12.10’da Bouvet gemisi battı ve diğer gemiler de çeşitli hasarlar aldı. Irresistible ve Ocean gemileri mayınlara çarparak battı. Türk savunması, İngiliz ve Fransız filolarının büyük kayıplar vermesine neden oldu. Bu büyük deniz savaşı, Türkler için zaferle sonuçlandı ve İtilaf Devletleri için büyük bir yenilgi oldu.

19 Mart 1915 – Çanakkale’deki yenilgi haberleri İngiltere ve Fransa’da endişe yarattı. İngiliz Savaş Konseyi acil bir toplantı düzenledi. Ancak İngiltere hükümeti, Amiral de Robeck’e Türk tabyalarının onarılmaması için saldırıların devam etmesi talimatını verdi. Türk tarafında ise Gelibolu’daki III. Kolordu’nun V. Ordu’ya dönüştürülmesi kararlaştırıldı.

22 Mart 1915 – Amiral de Robeck, başarısız saldırıdan sonra Queen Elizabeth ve diğer önemli gemilerin bombardıman faaliyetlerine devam etmesi talimatını verdi.

23 Mart 1915 – Amiral de Robeck, mayın sorununu çözene kadar operasyona devam edemeyeceklerini belirterek Müttefik Devletler Amiralliği’ne bir yazı gönderdi.

24 Mart 1915 – III. Kolordu’nun V. Ordu’ya dönüştürülmesinin ardından, Mareşal Liman von Sanders’e V. Ordu Komutanlığı görevi teklif edildi.

25 Mart 1915 – İngilizlerin kabul ettiği çıkarma plânına göre General Hamilton, Gelibolu’nun güney yarısına çıkarma yapmayı planladı. Aynı gün Rus kruvazörü Askold, İtilaf donanmasına katıldı. Mareşal Liman von Sanders de V. Ordu Komutanlığı görevine başladı.

26 Mart 1915 – Liman von Sanders V. Ordu Komutanlığı görevine başladı.

27 Mart 1915 – İngiltere Savaş Konseyi, Çanakkale’deki deniz harekâtına ara verilmesi kararı aldı.

28 Mart 1915 – Bir Türk uçağı, Müttefik kuvvetlerin uçak hava meydanlarını bombardıman etti.

29 Mart 1915 – İtilaf filosu Kumkale, Kirte ve Orhaniye tabyalarını bombardıman etti.

30 Mart 1915 – İtilaf donanmasına ait bir gambot, Saros Körfezi’ndeki yerleşimleri bombardıman etti.

3 Nisan 1915 – İtilaf donanmasının İntepe ve Hisarlık bataryalarına yönelik aralıklı taarruzları, Türk birlikleri tarafından püskürtüldü ve isabet alarak yanmaya başlayan bir mayın arama gemisi zorlukla Bozcaada’ya çekilebildi. Aynı zamanda, İngiliz zırhlısı Prince of Wales, Türk birliklerinin gözlem amaçlı kullandığı Helles fenerini tahrip ederek geri çekildi.

4 Nisan 1915 – İtilaf Devletleri’ne ait Akdeniz Seferî Kuvvetler Genel Karargâhı, Gelibolu Yarımadası’nda planlanan kara harekâtı için hazırlıklara başladı ve birlikler ile malzemeler Mısır’dan Limni adasına nakledilmeye başlandı. Aynı gün, Çanakkale Boğazı’na yaklaşmaya çalışan bir İtilaf mayın tarama gemisi, Türk bataryalarının şiddetli ateşi altında Kumkale açıklarında battı.

7 Nisan 1915 – İtilaf donanması, tahrip edilen Seddülbahir tabyalarının Türkler tarafından onarılmaması için bombardımanına aralıksız devam etti.

9 Nisan 1915 – İtilaf Devletleri adına kara savaşlarına katılacak kara birlikleri, Çanakkale Boğazı önlerine nakledilmeye başladı.

10 Nisan 1915 – İtilaf Devletleri’nin Akdeniz Seferî Kuvvetler Genel Karargâhı Limni Adası’na vardı ve Mondros Limanı önlerinde bulunan Queen Elizabeth gemisinde toplanan İtilaf komutanları, yapılacak kara harekâtına son şeklini verdiler.

13 Nisan 1915 – Boğazın savunmasındaki askerî başarıları nedeniyle Bahr-ı Sefid (Akdeniz) Boğazı Kumandanı Cevad Paşa’ya, Almanya devleti tarafından verilecek olan ikinci rütbeden Croix de Fer nişanının alınması için gerekli padişah iradesi çıkarıldı.

14 Nisan 1915 – Müşterek İtilaf donanması, büyük çıkarma öncesindeki hazırlıklarını tamamlamak üzere Çanakkale Boğazı’ndaki ileri bataryalara ve avcı siperlerine akşam hava kararana kadar binlerce bomba atışında bulundu. Ancak bu atışlar uzun mesafeden yapıldığı için fazla etkili olmadı. Türk bataryaları da bu saldırıya isabetli atışlarla cevap verdi ve bir İtilaf nakliye gemisi Seddülbahir önünde karaya oturdu. Ayrıca Majestic ve Triumph zırhlıları da zarar gördü ve Boğazın girişinden uzaklaşmak zorunda kaldı.

15 Nisan 1915 – Limni Adası’nın Mondros Limanı’na ve liman açığına toplanan İtilaf devletlerine ait savaş gemileri, çıkarma için son hazırlıklarını yapmaya başladılar.

16 Nisan 1915 – İtilaf donanmasına ait gemiler, Maydos’u bombardımana tabi tuttular.

17 Nisan 1915 – İtilaf donanması, Kilidülbahir ve Çanakkale şehrini bombardımana aldı. Aynı saatlerde, kara çıkarmasına katılacak kuvvetlerin ağırlıklarının gemilere yüklenme işlemi başlatıldı. Diğer taraftan, İngiliz kruvazör ve torpido muhripleri tarafından Sakız adasına kadar takip edilen Demirhisar torpidosu, bu takipten daha fazla kaçamayacağının anlaşılması üzerine, geminin İngilizler eline geçmemesi için torpido mürettebatı tarafından havaya uçuruldu. Torpido mürettebatı, Sakız’da bulunan görevliler tarafından kurtarıldı.

18 Nisan 1915 – Karanlık Liman’ın doğusunda bir İngiliz E-15 denizaltısı batırılarak, 31 kişilik mürettebatından 3 subay ve 21 er sağ olarak kurtarıldı.

20 Nisan 1915 – Gece yarısı çıkan fırtına nedeniyle, Boğaz harekâtının ertelenmesi gündeme geldi.

21 Nisan 1915 – Çanakkale Cephesi’nde havanın fırtınalı olması nedeniyle, İtilaf Devletleri çıkarmayı önce 24 ve sonra 48 saat erteledi.

23 Nisan 1915 – İngiltere adına 120.000 askeri taşıyan 150 adet nakliye gemisi, Limni Adası’nın Mondros Limanı’na ulaştı. Bu kuvvetlerin bölgeye intikali ve son hazırlıkların tamamlanabilmesi amacıyla, çıkarma harekâtı iki gün daha ertelendi.

24 Nisan 1915 – General Hamilton’ın idaresi altında Mondros Limanı’nda bulunan İtilaf Devletleri’ne ait irili ufaklı 200 gemi, dünyanın o zamana kadar yapılmış en büyük amfibi çıkarma harekâtını gerçekleştirmek üzere yola çıktı. Çıkarma için ilk götürülen kuvvetlerin miktarı 50.000 kadardı, ama bu miktar ilerleyen zaman içinde yarım milyondan fazlaya çıkarılacaktı. Bu çıkarmada Fransızlar Boğazın Anadolu sahillerine, İngilizler ve Anzaklar ise Gelibolu sahillerine çıkarma yapacaklardı.

25 Nisan 1915 – Gelibolu’ya çıkarma yapmak amacıyla gece yarısına doğru yola çıkarılan İtilaf birlikleri, gece 01.00’de Gökçeada ile Gelibolu Yarımadası arasında belirlenen yere vardılar. Arıburnu’na, Seddülbahir’e ve Kumkale’ye büyük miktarlarda asker çıkartıldı. Bu çıkarmaların ardından Çanakkale Savaşları’nın kara savaşları evresi başladı. Yarbay Mustafa Kemal’in liderliğindeki Türk birlikleri, Anzakların ilerleyişini durdurmak için büyük bir direniş gösterdi.

25-26 Nisan 1915 – İtilaf Birleşik Donanmasının Conkbayırı ve Hisarlık mevkilerine yaptıkları çıkartma, Türk piyadelerinin büyük çabaları sonucunda püskürtüldü. Benzer durumlar Kumkale’de de Fransızlara karşı yaşandı.

27 Nisan 1915 – Sahile püskürtülen Anzakların yeni bir taarruza kalkışmadan önce, kendilerine karşı bir taarruz gerçekleştirildi. Bu muharebeler sonucunda taraflar arasında savunma hatları oluştu ve mevzi muharebeleri başladı.

28 Nisan 1915 – İngiliz zırhlısı Lord Nelson, Çanakkale şehrine büyük bir bombardıman gerçekleştirdi. Aynı gün, İtilaf Devletleri’nin Seddülbahir kıyı başında yaptıkları hücum başarısız oldu. Kumkale’de ise Fransızlar kıyıda tutunabildi ama ilerleyemedi.

29 Nisan 1915 – Anzak Generallerinden William Birdwood’un gönderdiği bir mektupta, çıkarmanın başarısızlığının sebebi olarak belirlenen noktadan başlayamamaları ifade edildi. Aynı gün, İtilaf Devletleri donanması tarafından Maydos kasabası bombardıman edildi ve bir hastane yanarak birçok insanın ölümüne neden oldu.

29-30 Nisan 1915 – İtilaf Devletleri’nin çıkarmadaki başarısızlığı haberleri, Avustralya ve Yeni Zelanda kamuoyuna duyurulmamış ve moral bozukluğu yaşanmaması için gizlenmiştir.

30 Nisan 1915 – 19. Tümen Kumandanı Mustafa Kemal, gösterdiği hizmetlerden dolayı Padişah tarafından gümüş imtiyaz madalyası ile ödüllendirildi.

1 Mayıs 1915 – Türk kuvvetleri, Arıburnu Cephesi’nde İtilaf askerlerine karşı saldırıya geçerek Anzakları geri püskürttü. Aynı gün, Avustralya-İngiliz denizaltısı AE-2, Marmara Denizi’ne girmeye çalışırken Türk harp gemileri tarafından batırıldı. Bu günün en çarpıcı gelişmelerinden biri ise Eceabat’ta bulunan hastanenin İtilaf Devletleri uçakları tarafından bombardımana tutulmasıydı. Özellikle İngiliz muharebe gemileri ve uçakları, yaralı taşıyan gemilere saldırmakta tereddüt etmiyor, hatta hastaneleri dahi tahrip etmekten çekinmiyorlardı. Bu saldırı sonucunda 2.500 yaralı asker bulunan hastanede, İtilaf askerleri de dahil olmak üzere Osmanlı askerlerinden kayıplar yaşandı.

1-2 Mayıs 1915 – Yarbay Mustafa Kemal, 24 saat boyunca devam eden 1 Mayıs muharebelerinin ardından ünlü emrini yayınladı: “Benimle burada muharebe eden bütün askerler, bize verilen namus görevini tam olarak yerine getirmek için geri adım atmayacaklarını bilmelidirler. Rahatlık arayışında bulunmanın, bu rahatlıktan sadece bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalacağını hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın bu fikirde birleştiğine ve düşmanı denize dökmeye kadar yorgunluk belirtisi göstermeyeceklerine inanıyorum.”

2-4 Mayıs 1915 – İtilaf çıkarma kuvvetlerinin bir kısmı Seddülbahir’de Türk birliklerine karşı bazı başarılar elde etti ve karada tutunmayı başardılar. Ancak Kabatepe’de durum Türk birliklerinin lehineydi.

5 Mayıs 1915 – Askeri gelişmelerin yoğunluğu nedeniyle Arıburnu Cephesi’nin önemi arttı. Bu nedenle, Başkumandanlık Vekâleti bölgeyle ilgili yeni bir düzenleme yaptı. Anadolu Grubu, Kuzey Grubu (Arıburnu ve Anafartalar bölgesi), Güney Grubu (Alçıtepe’nin güney kesimi) ve Saros Grubu olarak yeniden düzenlendi. Kuzey Grubu’nun komutanlığına Esat Paşa getirilirken, Güney Grubu’na Alman asıllı Weber Paşa atandı. Bu düzenleme sonrasında, Yarbay Mustafa Kemal sadece 19. Tümen Komutanlığı görevini yerine getirecekti. Görev değişikliği 17 Mayıs’ta gerçekleştirilecektir.

6 Mayıs 1915 – İngiliz kuvvetlerinin Kirte Köyü’nü ele geçirmek için yaptıkları hücum Türkler tarafından tekrar püskürtüldü. İngiliz başarısızlığıyla birlikte İkinci Kirte Muharebesi de Türklerin üstünlüğü ile sonuçlandı. Aynı gün Seddülbahir’de Alçıtepe’yi ele geçirmek için 50.000 kişilik büyük bir İtilaf kuvveti saldırıya geçti.

8 Mayıs 1915 – İngilizlerin son hücumda Helles Burnu bölgesinde kaybettikleri 6.500 kişi ile birlikte, bölgedeki toplam kayıpları 20.000 kişiyi aştı. Churchill’in hala harekâttan ısrarla bahsetmesi üzerine, İngiliz Deniz Kuvvetleri Başkomutanı Lord Fisher ona karşı çıkarak, “Kahrolası Çanakkale! Hepimizin mezarı olacak” dedi. Ayrıca, 25 Nisan’daki çıkarmanın başarısız olduğuna dair haberler, Avustralya ve Yeni Zelanda basınında ilk kez gerçek şekliyle yer almaya başladı. Türk Karargâhı’na Alman ve Macar gazeteciler de gelmişti.

9 Mayıs 1915 – İtilaf Devletleri’ne ait uçaklar, üzerinde Hilâli Ahmer işareti olan Akbaş Tekkesi hastanesine yönelik hava saldırısı düzenledi. Bu savaş hukukuna aykırı hareket, Enver Paşa tarafından Amerikan Sefareti aracılığıyla protesto edildi.

11 Mayıs 1915 – Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa, cepheyi teftiş etmek amacıyla Gelibolu Yarımadası’na geldi ve çeşitli denetlemeler ve ziyaretlerde bulundu. Bu ziyareti sırasında, Liman von Sanders ile birlikte İngilizlerin denize dökülmeleri ve yarımada üzerindeki varlıklarını sonlandırma plânı yapıldı. Bu taarruz, 19 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecektir.

12 Mayıs 1915 – İngiliz Implacable zırhlısı, Boğazın Anadolu kesimindeki tabyaları bombardıman etti, ancak Türklerin mukabelesiyle yaralanıp geri çekilmek zorunda kaldı.

12-13 Mayıs 1915 – Muavenet-i Milliye Muhribi, Morto Koyu’nda bulunan ve İngiliz donanmasının en güçlü zırhlılarından biri olan Goliath zırhlısını, gece yarısı saat 01.15’te üç torpil atışıyla batırdı. Bu olayda, komutanlarıyla birlikte beşyüzden fazla İngiliz askeri hayatını kaybetti.

14 Mayıs 1915 – Gelibolu’dan gelen mağlubiyet haberleri, Londra’yı düşündürmeye başladı, ancak komutanlar mücadeleyi başarıya dönüştürmeden vazgeçmek istemiyorlardı. İtilaf Devletleri Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Keyes’in, bütün yenilgi ve başarısızlıklara rağmen yeni bir saldırı denemesi yapma ısrarı üzerine, Amiral de Robeck Queen Elizabeth’in güvertesinde yeni bir toplantı düzenledi. Bunun üzerine talep, Londra’daki Savaş Konseyi’ne iletilirken, Amiral Fisher, “Çanakkale sersemliğine artık daha fazla katlanamayacağını” belirterek istifa sinyalleri verdi.

15 Mayıs 1915 – Çanakkale’deki başarısızlıklar, İtilaf Devletleri komuta zincirinde fikir ayrılıklarının ortaya çıkmasına neden oldu ve Amiral Lord Fisher görevinden istifa etti.

17 Mayıs 1915 – Amiral Lord Fisher’in istifası, İngiliz hükümetindeki ilk çatlak değildi. İngiliz Deniz Bakanı Churchill, hükümet bunalımının tek sebebi olarak görüldüğü için görevden alındı. Türk tarafında da (5 Mayıs) bazı görev değişiklikleri yapılmış, bunların uygulaması 17 Mayıs’ta gerçekleştirildi. Çanakkale Cephesi’nde Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Bey, 19. Tümen Kumandanlığı görevine ek olarak yaptığı Arıburnu Cephesi Kumandanlığı vazifesini tamamladı. Yeni düzenleme sonucunda, Esat Paşa Kuzey Grubu Komutanı, Weber Paşa ise Güney Grubu Komutanı olarak atandı.

17-18 Mayıs 1915 – İtilaf Devletleri açısından işler yolunda gitmediği için İngiltere, Rusya’dan Gelibolu Yarımadası’na asker gönderilmesini talep etti.

18 Mayıs 1915 – Kuzey Grubu sahasındaki Arıburnu bölgesinde, saat 20.00’de dört tümenin katıldığı büyük bir taarruz başlatıldı. Ancak başarılı olunamadı.

19 Mayıs 1915 – Bir gün önce başlayan taarruza devam edildi. Enver Paşa ve Liman Paşa’nın plânı doğrultusunda gerçekleştirilen Arıburnu taarruzunda Türk birlikleri başarı elde edemedi. Bu taarruzda 19, 2, 5 ve 16. Tümenler büyük kayıplar verdi. İngilizleri denize dökmeyi hedefleyen ancak başarılı olamayan bu taarruzda, Türk uçakları da Müttefik çıkarma gemilerini ve ordugâhını bombaladı.

21 Mayıs 1915 – İngilizlerin 2.650 tonluk Ben My Chree uçak gemisi, iki deniz torpil uçağı ile Çanakkale Boğazı önlerine geldi.

23 Mayıs 1915 – Türk ve İtilaf Devletleri tarafları, ölülerini gömmek için bir ateşkes yapma ve geçici olarak savaşmama kararı aldılar. Bu, Çanakkale kara muharebelerinde verilen biricik arayıcıydı.

24 Mayıs 1915 – Taraflar, ölülerini gömmek için sabah 09.30 ile 16.30 saatleri arasında ateşkes ilan etti ve cesetlerini toplayarak defnettiler.

25 Mayıs 1915 – Çanakkale’deki büyük İngiliz zırhlılarından Triumph, Arıburnu önlerinde Alman U-21 denizaltısının attığı bir torpille batırıldı. Aynı gün İngiliz denizaltısı E-11, Çanakkale Boğazı’nı aşarak Marmara’ya girdi ve Haliç önlerinde İstanbul şilebini torpilleyerek kayboldu.

27 Mayıs 1915 – İngilizlerin Majestic zırhlısı, Seddülbahir önlerinde yine Alman U-21 denizaltısının attığı bir torpil ile batırıldı. Mürettebatından 40 kişi kurtarılamadı. Aynı gün, Türk uçakları propaganda beyannameleri atarak Müttefik kuvvetlerin moralini bozmaya çalıştılar.

31 Mayıs 1915 – Bir Müttefik uçağı, Maydos kasabasındaki Hilâl-i Ahmer hastanesine hava saldırısı düzenledi. Bu eylem derhal protesto edildi.

1 Haziran 1915 – Gelibolu Yarımadası’nda büyük başarılar elde eden 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Bey, albaylığa terfi ettirildi.

2 Haziran 1915 – Gelibolu Yarımadası’ndaki Arıburnu ve Ağıldere mevkii tekrar Albay Mustafa Kemal’in sorumluluk alanına dahil edildi.

3 Haziran 1915 – İngiliz donanmasının en güçlü zırhlılarından olan Goliath’ı 12-13 Mayıs gecesi batıran Muavenet-i Milliye Muhribi’nin 157 kişilik personeli madalyalarla ödüllendirildi.

4-6 Haziran 1915 – İngiliz birlikleri, Kirte Köyü’ne üçüncü kez saldırdılar ve Türk hatlarını savunan 9. ve 12. Piyade Tümenlerine karşı birkaç tümenlik kuvvet gönderdiler. Donanma da Türk siperlerini bombardımana tutarak bu taarruza destek verdi. Türk birlikleri zor durumda kaldı ancak akşam saatlerinde bütün hücumlar püskürtüldü ve cephe yeniden istikrara kavuştu. Bu muharebede, İngilizlerin 4.500, Fransızların 2.000 kaybına karşılık, Türkler 3 subay ve 49 asker yitirdi, 62 subay ve 4.903 er de yaralandı. Üçüncü Kirte Savaşı da Türklerin üstünlüğüyle sonuçlandı.

7 Haziran 1915 – İngiltere’de Çanakkale Komitesi adıyla bir komite oluşturuldu. Bu komite, Çanakkale cephesi ile ilgili gelişmeleri ve özellikle bu cephede yapılan hata ve ihmalleri araştırmak amacıyla kurulmuştu.

9 Haziran 1915 – 19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal Bey, bağlı olduğu Şimal Grubu Komutanı Esat Paşa’ya, düşmanın fazla kuvvetlerini Ağıldere’ye nakledeceği konusunda kesin bir kararlılık ve net bir uyarıda bulundu.

17 Haziran 1915 – Arıburnu’nda Türk mevzileri üzerinde keşif uçuşu yapan bir İngiliz uçağı, topçu ateşiyle vurularak siperlerin gerisine düşürüldü.

21-22 Haziran 1915 – Gelibolu Yarımadası’ndaki Kerevizdere mevkiinde Türk birlikleri ile Fransızlar arasında Birinci Kerevizdere Muharebesi yapıldı. Fransızların yaptığı hücum, Türk birliklerinin büyük direnişiyle karşılaştı ve şiddetle püskürtüldü. Aynı gün, Osmanlı istihbaratı, İtilaf Devletleri’nin Çanakkale’de boğucu gazlar içeren kimyasal silahlar kullandıklarını öğrendi.

28 Haziran 1915 – Seddülbahir’deki İtilaf kuvvetleri Zığındere yönünde yoğun saldırıya geçtiler. Türk birlikleriyle şiddetli çarpışmalar yaşandı. Bu mücadeleler 5 Temmuz’a kadar devam etti ve Zığındere Muharebesi olarak adlandırıldı.

2 Temmuz 1915 – Osmanlı Başkumandanlık Vekâleti, İtilaf Devletleri’nin Çanakkale’de kimyasal silah kullanmalarını, tarafsız ve dost ülkeler nezdinde protesto edeceklerini açıkladı.

4 Temmuz 1915 – Bir Alman U-21 denizaltısı tarafından, Seddülbahir önlerinde bulunan iki bacalı Fransız nakliye gemisi Carthage torpilleyerek batırıldı.

5 Temmuz 1915 – İngilizlerle Türkler arasında 28 Haziran’da başlayan ve yarımadadaki en kanlı çarpışmalara sahne olan Zığındere Muharebesi’nin son günü yaşandı. Bu muharebelerde Türk tarafının kaybı gerçekten çok fazlaydı. Sadece 5 Temmuz çarpışmalarındaki Türk kaybı 5.000 kişi olurken, 28 Haziran tarihinden beri toplam kaybı 16.000 kişiydi. Bu rakamlar, cephedeki en ağır kayıplardan birini temsil ediyordu. Güney Grubu Komutanlığı, bu feci durum karşısında birkaç saatlik dahi olsa bir ateşkes talebinde bulundu. Ancak General Hamilton, kurmaylarının uyarısıyla bu talebi reddetti. Sonuçta ateşkes yapılmadı ve savaşa devam edildi. Ancak sıcak havada kokan cesetler, İngilizler için büyük bir sorun teşkil etti ve bu nedenle salgın hastalık tehlikesini önlemek amacıyla ölü Türk askerlerinin cesetleri yakıldı.

12 Temmuz 1915 – General Hamilton’un emriyle Seddülbahir’deki Fransızlar ve bölgeye yeni gönderilen daha az sayıdaki İngiliz birlikleri, Kerevizdere bölgesine yönelik olarak taarruza başladılar. Türk ve İtilaf askerleri arasında çok kanlı bir şekilde gerçekleşen İkinci Kerevizdere Muharebesi başladı. Aynı gün, İtilaf Devletleri’nin Arıburnu’na yönelik hücum teşebbüsleri başarısızlıkla sonuçlandı. Seddülbahir’de de üç defa giriştikleri saldırılar büyük kayıplar verilerek püskürtüldü. Bu muharebede İtilaf Devletleri, 60.000’den fazla top mermisi kullandı. Aynı gün, Müttefik devletlere ait bir savaş uçağı, uluslararası hukukla yasaklanmış olmasına rağmen Hilâl-i Ahmer hastanesine saldırdı.

13 Temmuz 1915 – İtilaf kuvvetlerinin Kerevizdere’deki saldırıları kırıldı ve önemli bir mağlubiyete uğratıldılar. Böylelikle İkinci Kerevizdere Muharebesi de Türkler tarafından kazanılmış oldu. Ancak bedel o kadar ağırdı ki, bu savaşta Türkler 9.700 kişi kaybetti. Muharebe Fransızlara 11.700 ve İngilizlere de 7.700 askere mal oldu. Yarbay Kâzım Karabekir Bey, Kerevizdere Muharebelerinde büyük yararlılık gösterdi.

18 Temmuz 1915 – Bir Türk uçağı, Gökçeada’da bulunan Kefalo Koyu’nda gördüğü ve İtilaf Devletleri komutanlık karargâhı olarak kullanılan bir İngiliz yatına taarruz etti. Ancak atılan bombalar, General Hamilton’un da o sırada bulunduğu yata isabet ettirilemedi, sadece onu koruyan gemilere zarar verdi.

26 Temmuz 1915 – Fransız Mariotte denizaltısı, Türk topçularının ateşi sonucunda Boğazda batırıldı ve mürettebatından 31 kişi esir alındı.

27 Temmuz 1915 – Müttefik kuvvetlere bağlı uçaklar, Halilpaşa Çiftliği’nde bulunan Hilâl-i Ahmer hastanesine taarruz etti ve oniki bomba attı. Bu saldırı, Amerika’nın İstanbul sefareti nezdinde protesto edildi.

28 Temmuz 1915 – Albay Mustafa Kemal Bey, Gelibolu Cephesi’nde bulunan 15. Kolordu Komutanlığı’na atandı.

29-31 Temmuz 1915 – İtilaf Devletleri’nin Arıburnu muharebeleri o kadar kanlı geçti ki, bir Rus gazetesine göre, bu tarihlerde üç günlük süre içinde Avustralya birlikleri 5.000 Türk cesedinden küçük bir tepe yapmışlardı.

31 Temmuz 1915 – Ay ışığında yapılan bir gece uçuşuyla Türk uçakları Bozcaada’da keşif yaptı. Aynı gün, Enver Paşa, Amerika Birleşik Devletleri’nin İstanbul Büyükelçisi Henry Mongenthau’ya bir telgraf göndererek, Çanakkale önlerinde bulunan İtilaf Devletleri birliklerinin Türk hastanelerine saldırdığını ve bu saldırıların devam etmesi durumunda “mukabele-i bilmişle tevessül” edileceğini belirtti ve bu tür “insanlık dışı” girişimlerin engellenmesi için aracılık yapılmasını istedi.

6 Ağustos 1915 – İngilizler, yeni kuvvetlerle takviye edilmiş olarak Seddülbahir’de büyük bir çıkartma operasyonu başlattılar. Beş tümenlik bir kuvvetle Ağıldere ve Suvla’ya yönelik bu çıkartma, 25.000 askerin Suvla’ya çıkarılmasıyla gerçekleşti. İngilizler, kıyıya kolayca çıkarken, Küçük ve Büyük Anafarta sırtlarında aynı başarıyı elde edemediler. Bu çarpışmalar, Kanlısırt adı verilen ve mücadelelerin kaderini belirleyen çatışmalarla dolu oldu ve Çanakkale Savaşı’nın en kanlılarından biri olarak anıldı. Türk birlikleri büyük kayıplar verirken, Avustralyalıların kaybı 1.700’ü aşarken, Türkler 1.530 şehit ve 4.750 yaralı verdiler. Aynı gün, Sarıbayır harekâtı da gerçekleşti. Yeni Zelandalı birliklerin akşam saatlerinde Pilavtepe ve Damakçılık bayırındaki Türk ileri karakollarını ele geçirmesiyle Anzaklar, Türklerin eline geçti. Geri çekilen az sayıdaki Türk askeri, direnişlerini sürdürdü.

6-7 Ağustos 1915 – İngilizler, Suvla’ya yapılan çıkartmayı sürdürürken, aynı zamanda Sazlıdere’nin kuzeyinden Conkbayırı ve Kocaçimen tepelerine doğru 20.000 kişilik bir kuvvetle ilerlediler. Gece koşulları nedeniyle ilerlemeleri yavaş olsa da, sabaha doğru Conkbayırı’na 2.5 km kadar yaklaşmayı başardılar.

7 Ağustos 1915 – İngilizler, Seddülbahir mıntıkasına yönelik saldırılarını güçlendirdiler. Anzak birlikleri, Conkbayırı istikametinde ilerleyerek Şahinsırtı’nı işgal ettiler. Ancak İngilizler, 27.000 kişilik bir kuvvetle Suvla’da sadece Mestantepe ile kuzeyde Karakol dağının bir kısmını ele geçirebildiler. Avustralya tarihinin en dramatik sahnelerinden biri olan Nek saldırısı da aynı gün gerçekleşti.

8 Ağustos 1915 – İtilaf Devletleri’nin Kocaçimen’e yönelik hareketleri ağırlık kazandı. İngilizler, Conkbayırı’nda başarılar elde etti. Bu durum, Osmanlı üst komuta heyetinde paniğe yol açtı. Yarbay Fahrettin Bey, Albay Mustafa Kemal Bey’in Conkbayırı bölgesinin tutulması için görevlendirilmesini önerdi. Mustafa Kemal Bey’in tavsiyesiyle bölgenin tek bir komutanın idaresi altına alınması kararı alındı. Aynı gün Barbaros zırhlısı, bir İtilaf denizaltısı tarafından batırıldı.

8-9 Ağustos 1915 – Albay Mustafa Kemal, Anafartalar Grubu Kumandanlığı’na atandı. İkinci Anafartalar Muharebesi’nin ilk gününde, Türk kuvvetleri İngiliz hücumlarını durdurdu ve Conkbayırı bölgesini geri aldı. Mustafa Kemal, çatışmaların ortasında göğsüne isabet eden bir şarapnel parçasıyla yaralanmaktan kıl payı kurtuldu. Aynı gün, General Hamilton’un savaşı kazanma ümidinin azaldığı anlaşıldı.

9 Ağustos 1915 – Albay Mustafa Kemal Bey, Anafartalar’da İngilizlere karşı taarruza geçti. Birinci Anafartalar Muharebesi’nde Türk askeri, İtilaf saldırılarını durdurdu ve düşmanı Tuzla Gölü’ne kadar sürdü.

10 Ağustos 1915 – Conkbayırı’nda yapılan Türk süngü hücumu başarılı oldu ve bölge Türk kontrolüne geçti. Mustafa Kemal, çatışmaları bizzat yönetirken, bir şarapnel parçasının isabet etmesi sonucu hayatını kıl payı kurtardı. İtilaf birlikleri, sahile geri çekilmek zorunda kaldılar.

11 Ağustos 1915 – İtilaf Devletleri’ne ait bir uçak, Galata Köyü’nde bulunan bir hastaneyi bombaladı.

12 Ağustos 1915 – Albay Mustafa Kemal, Anafartalar Grubu Kumandanlığı’na atandı ve XVI. Kolordu Kumandanlığı görevine getirildi. Aynı gün, Gelibolu’daki hava meydanı, Fransız ve İngiliz filosunun taarruzuna uğradı.

13 Ağustos 1915 – İtilaf Devletleri uçakları, Arıburnu’nda Hilâli Ahmer işaretli hastaneleri bombardıman etti.

14 Ağustos 1915 – Müttefik kuvvetlerine ait uçaklar, Arıburnu’nda bulunan Hilâl-i Ahmer hastanesini tekrar bombardımana tuttu.

15 Ağustos 1915 – İngiliz kuvvetleri, Kireçtepe’ye yönelik genel bir saldırı başlattı ve Aslantepe’yi ele geçirdi.

16 Ağustos 1915 – Türk birlikleri, Aslantepe’yi geri aldı ve İngilizlerin Kireçtepe’ye yönelik saldırısını püskürttü. Albay Mustafa Kemal, Tursunköy’de bulunan 5. Tümen Karargâhı’nın başında harekâtı yönetti.

17 Ağustos 1915 – Anafartalar Grubu Kumandanı Albay Mustafa Kemal Bey’in emrindeki kuvvetler, İngilizleri Kireçtepe’den çekilmeye zorladı.

19 Ağustos 1915 – Albay Mustafa Kemal Bey, Anafartalar Grup Kumandanlığı üzerinde kalmak kaydıyla, XVI. Kolordu Kumandanlığı’na atandı.

21 Ağustos 1915 – General Hamilton’un savaşı kazanma ümidi azaldı ve geri çekilme planları yapmaya başladı. Türk birlikleri, İngiliz hücumunu durdurdu ve İkinci Anafartalar Muharebesi başladı.

22 Ağustos 1915 – Anafartalar’daki Türk-İngiliz mücadeleleri, Türk zaferiyle sonuçlandı ve İngilizler geri püskürtüldü. Bu mücadelelerde Albay Mustafa Kemal’in öngörüleri büyük önem taşıdı.

23 Ağustos 1915 – General Hamilton’un günlüğündeki “Uğursuz Çanakkale!” notu, İngilizlerin moralinin bozulduğunun bir göstergesi oldu.

27-28 Ağustos 1915 – Gelibolu Yarımadası’nın kuzeyindeki Anafartalar’da büyük bir İngiliz hücumu gerçekleşti. Ancak Türkler, İngilizleri püskürttü ve çatışmalar tekrar siper savaşlarına dönüştü. Ayrıca, Bombatepe Muharebesi, Çanakkale muharebelerinin son büyük çarpışması oldu.

1 Eylül 1915 – Albay Mustafa Kemal Bey’in Gelibolu Yarımadası’ndaki olağanüstü liderliği ve başarıları, gümüş liyakat madalyası ile taltif edilmesi kararlaştırıldı.

4 Eylül 1915 – Çanakkale Boğazı’nda bir İngiliz E-7 denizaltısı batırıldı ve mürettebatı esir alındı.

19 Eylül 1915 – Gökçeada’nın Kefalo limanında demirli bir İtilaf kruvazörü, deniz Gotha uçakları tarafından bombalandı ve 100 İtilaf askeri hayatını kaybetti.

21 Eylül 1915 – Anafartalar’daki üstün hizmetlerinden dolayı Albay Mustafa Kemal Bey, muharebe gümüş liyakat madalyasıyla ödüllendirildi. Aynı zamanda, İtilaf Devletleri’ne ait uçaklar, Çanakkale Merkez Hastanesi’ni bombardımana tuttu, ancak hastanenin askeri bir tesis olduğu açıktı ve bombardıman olayı protesto edildi.

6 Ekim 1915 – Londra’da kurulan ancak zamanla etkisi tartışılan Çanakkale Komitesi, hataları ve ihmalleri araştırmak için kurulmuştu. Ancak, tüm yetkilerini İngiliz Savunma ve Deniz Bakanlıklarına devrederek kendini lağvetti.

11 Ekim 1915 – İngiltere’nin Gelibolu politikası, Yarımada’nın tahliyesi üzerine kurulmaya başlandı.

12 Ekim 1915 – Lord Kitchner ile General Hamilton, Gelibolu Yarımadası’nın sıkıntısız bir şekilde tahliyesi konusunu görüştüler. Ancak, Hamilton’un uyarılarına rağmen, tahliye sırasında büyük kayıplar olabileceği görüşü ciddiye alınmadı.

13 Ekim 1915 – Bir Fransız savaş uçağı, Türk birliklerinin açtığı ateş sonucu düşürüldü.

15 Ekim 1915 – İngiliz hükümeti, Gelibolu’dan çekilme kararı aldı ve General Hamilton görevden alındı, yerine General Charles Monroe getirildi.

28 Ekim 1915 – General Monroe, İtilaf Devletleri’nin Gelibolu ve Selanik Kuvvetleri Genel Komutanlığı görevine atandı.

29 Ekim 1915 – Gelibolu’ya inceleme seyahati yapan General Monroe, tahliye ile ilgili ilk raporunu hazırladı.

30 Ekim 1915 – Türk birlikleri, Akbaş Limanı civarında karaya oturan bir Fransız denizaltısını ele geçirdi.

4 Kasım 1915 – Lord Kitchner, General Birdwood’a Gelibolu Cephesi’nin gizlice boşaltılması için bir plan hazırlamasını emretti.

5 Kasım 1915 – Bir İtilaf Devletleri uçağı, Türk topçusunun ateşiyle vuruldu.

9-12 Kasım 1915 – İngiliz Savaş Bakanı General Kitchner, Gelibolu’ya gelerek tahliye kararıyla ilgili gelişmeleri inceledi.

22 Kasım 1915 – General Monroe, Gelibolu’nun boşaltılmasıyla ilgili geniş kapsamlı bir rapor hazırladı.

23 Kasım 1915 – İngiliz Savaş Konseyi, Gelibolu Yarımadası’ndan çekilme konusunda kesin kararını verdi.

25 Kasım 1915 – Gelibolu Yarımadası’nda başlayan şiddetli hava koşulları ve yağış, İtilaf Devletleri’nin kuvvetlerinin büyük bir kısmını etkiledi.

26-27 Kasım 1915 – Kar yağışı ve şiddetli soğuk, bazı askerlerin donmasına neden oldu ve Müttefikler büyük kayıplar verdi.

30 Kasım 1915 – Türk pilotlar, Kabatepe üzerinde bir Fransız uçağıyla çatıştı ve düşürdü.

7 Aralık 1915 – İngiliz hükümeti, Gelibolu Yarımadası’nın bir kısmının tahliye edilmesi kararını resmen aldı. Kabinede uzun süren tartışmalar sonucunda, Anafartalar ve Arıburnu bölgelerinin hemen boşaltılması kararlaştırıldı. Ancak tüm askeri faaliyetlerin sona erdiği algısını gizlemek için, Seddülbahir bölgesinde az miktarda asker bırakılmasına karar verildi.

8 Aralık 1915 – General Monroe’ya, Suvla ve Arıburnu bölgelerinin tahliye edilmesi emri verildi. Bu, çekilmenin fiili olarak başladığı anlamına geliyordu.

9 Aralık 1915 – İtilaf Devletleri’ne ait birlikler, Gelibolu Yarımadası’nın kuzey bölgesinden gizlice çekilme hazırlıklarına başladılar.

10 Aralık 1915 – İngiliz birlikleri, tahliye planının ilk aşamasını tamamladılar ve Türklerden gizli bir şekilde hareket ettiler. Aynı zamanda, Albay Mustafa Kemal’in tahliye şüphelerine rağmen, bölgedeki gerçek durumu doğru bir şekilde değerlendiremedi.

16 Aralık 1915 – Seddülbahir bölgesinde keşif uçuşu yapan bir Müttefik uçağı Türk topçuları tarafından düşürüldü.

17-18 Aralık 1915 – General Birdwood’un tahliye planının ikinci aşaması uygulandı ve hummalı çalışmalarla devam etti.

18 Aralık 1915 – Tahliye planının üçüncü ve son aşaması uygulamaya konuldu. Bu aşama daha uzun sürecekti, ancak titizlikle yürütüldü.

18-19 Aralık 1915 – Anzaklara ait birliklerin çekilmesiyle birlikte, Gelibolu Yarımadası’nda İtilaf askeri kalmadı.

19 Aralık 1915 – İngiliz birliklerinin tahliye faaliyetleri tekrar başladı ve hızla devam etti.

19-20 Aralık 1915 – Anafartalar ve Arıburnu bölgelerinden tüm ağırlıklarıyla çekilen İtilaf Devletleri, Suvla Koyu ve Seddülbahir mıntıkalarını da hızla terk etti.

20 Aralık 1916 – Gelibolu’da kara savaşlarının sona ermesiyle birlikte, Türk birlikleri rahatça siperlerinden çıkarak özgürce hareket etmeye başladılar.

21 Aralık 1915 – Anzak birliklerinin Gelibolu Yarımadası’ndan gerçekleştirdikleri tahliye çalışmaları tamamlandı.

25 Aralık 1915 – General Birdwood, Seddülbahir’deki tahliye için son aşamayı başlattı.

27 Aralık 1915 – İngiliz hükümeti, Seddülbahir Cephesi’nden de çekilme kararını onayladı.

28-29 Aralık 1915 – Seddülbahir bölgesinin tahliyesi için uygun şartlar ve zaman talep edildi.

7 Ocak 1915 – Seddülbahir’deki kuvvetlerin tahliyesi tamamlandı ve çekilen asker sayısı 19.000’e indi.

7-8 Ocak 1916 – Gece yapılan tahliyeyle birlikte, Seddülbahir’den 2.300 insan ve 63 top gemilere yüklendi.

8 Ocak 1916 – Tahliyenin son evresine geçildi ve 7.200 kişi ve 9 top gemilere bindirildi.

9 Ocak 1916 – Anzak birlikleri tamamen Seddülbahir’den çekildi ve Gelibolu Yarımadası’nda artık yabancı asker kalmadı.

Bu süreçte, Gelibolu Yarımadası’ndan tahliye edilen İngiliz askeri sayısı 200.000’i aştı. Bu savaş, Türk ve Dünya Tarihi’nde büyük bir zafer olarak yerini aldı ve Çanakkale ruhunu ortaya çıkardı.

3 Kasım 1914’de İngiltere ve Fransa’nın Çanakkale boğaz istihkâmlarını bombardımanıyla başlayan bu savaş, denizde ve karada aralıksız devam ederek çok kanlı çarpışmalara sahne olmuş ve tam 14 ay ve bir hafta sonra, 9 Ocak 1916’da İtilaf Devletleri’nin başarısız bir şekilde Gelibolu Yarımadası’nı terketmeleriyle son bulmuştur.

Kara çıkarmasından tahliyeye kadar, taraflar arasında göğüs göğüse mücadelelerle geçen süreç ise, sekiz buçuk aydır. Bu “küçücük cephe”deki büyük Türk zaferi, Osmanlı Devleti’nin hem savaş dışı kalmamasını, hem muhtemel mağlubiyetle birlikte başta İstanbul olmak üzere pek çok şehrinin işgal altına düşmemesini ve hem de devletin birkaç yıl daha yaşayabilmesini sağlamıştır. Bu büyük savaşın en önemli başka bir kazancı, I. Dünya Savaşı’nı müteakiben Anadolu’da İtilaf Devletleri’ne karşı Türk Milleti’nin bağımsızlık mücadelesi vermesi aşamasında kendisini daha iyi gösterecektir ki, bu da Mustafa Kemal gerçeğinin Çanakkale Cephesi’nde ortaya çıkmasıdır.

Bu cephedeki mücadelelerde büyük bir askerlik dehası olduğunu gösteren Mustafa Kemal, başarılarının en büyüğünü Anadolu’daki Türk Millî Mücadelesi’nde gösterecek ve müteakiben Türkiye Cumhuriyeti’nin hayat bulmasını sağlayacaktır. Çanakkale Savaşlarının en önemli kazanımlarından birisi de, “kendine güven” ve “millî bilincin uyanışı” olarak tarif edilebilecek olan “Çanakkale ruhu”nu ortaya çıkarmasıdır ki, bu ruh, Millî Mücadele’de Türk Milleti’nin en önemli silahlarından birisi olacaktır.

Ancak “Çanakkale ruhu”nun ortaya çıkışının bedeli hakikaten çok ağır olmuştur. Gelibolu Yarımadası’ndaki mücadelelerden sonra toplam kayıpları şehit-kayıp-yaralı-esir olmak üzere ikiyüz binden fazla olan Osmanlı Devleti’nin, bu cephede sadece şehit verdiği asker sayısı yüzbinin üzerindedir.

Cephenin bir ihtiyat cephesi olması, kayıpların çok önemli bir kısmının yetişmiş insan kitleleri olduğunu göstermektedir ki, bu da, bedelin sanıldığından ve düşünüldüğünden çok daha ağır olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak bedeli çok ağır olsa da, toplamda 433 gün devam eden bu savaşlar, Türk ve Dünya Tarihi’ne, İtilaf Devletleri adına büyük bir mağlubiyet ve prestij kaybı, Türkler adına ise, tarihte emsali olmayan bir zafer olarak geçmiştir.